21 Kasım 2011 Pazartesi

Ve ben şükrediyorum...



Kısa bir zaman öncesine kadar mutlu olup olmadığımı sorguluyordum ve hayatımdaki doğru ya da yanlışların peşine düşmüş bunalmış bir haldeydim. Neyim olduğunun farkında olmadığım gibi neler yapabileceğimin de farkında değildim. Böyle bir anımda içimden gelen sesleri dinleyerek yardım arayışına başladım. 
Bu yardım arayışı kendi içimde sesini yükseltirken davranışlarım da buna duyarsız kalmadı ve zihnim bedenimi harekete geçirdi . Harekete geçen bedenim doğru adresi buldu ve o adreste kalbi öylesine güzel bir yardımsever buldum ki. Bu yardımsever yumuşak ve nazik bir sesle , güven verici bir gülümsemeyle " Anlıyorum. Bunları ben de yaşadım"dedi. 
Bu yardım süreci boyunca kendimi hiç bir şeyden korkmayan cengaver bir savaşçı gibi hissetmeye başladım. Hiç kimsenin fikrinin önemi kalmamıştı artık , önem arz eden fikirler bana aitti, kendi fikirlerimdi. Bana kimse kızmıyordu, ben kızgınlık hissetmiyordum ve yıllardır içimde yuvalanmış garip topak topak olmuş her şey yün yumağı gibi çözülmeye başlamıştı. O empatik kalpli yardım sever de bana bu yünleri çile haline getirmede yardım ediyordu. Sabır ve anlayış doluydu.
Ben her şeyimi yavaş yavaş çözerken aynı anda hiç aklımın köşesinden geçmeyen şeyleri de yapmak için hedef koymaya başlamıştım. İlginç bir süreçti. Herkese iş düşüyordu ve herkes görevini aksatmadan yapıyordu. Sona gelindiğinde ise ortaya bir eser çıkmıştı. Bu eser aldıklarımla verdiklerimin muhasebesiydi. Bu eser benim içimin dışına çıktığının kanıtıydı. Bu eser benim itiraflarımdan oluşuyordu.
Bunları yazarken sizden istediğim tek bir şey var. Kendinizi dinleyin ve ne istiyorsunuz anlamaya çalışın. Hayatınızda her gün başkalarını dinliyorsunuz. Ltf bir kez de durup kendinizi dinleyin. İstediğinizi duyun, anlayın ve harekete geçin. Etrafınızdaki uzanmış yardım ellerini fark edin. O elleri fark ederseniz hayatınızı ıskalamaktan vazgeçebilirsiniz. Hayat amacını, yaşam felsefesini bulmak ve uygulamak! Bu kelimeler fazla ağdalı gözükebilirler, değiller ama. Onlara kendi bakış açınızla bakın, taşıdıkları anlamları bir kenara koyun, kendiniz anlam yükleyin. Yargılamayın, açık fikirli olun, iç sesinizle barışık olun, dürüst olun , saygılı olun , güler yüzlü ve sevecen olun. Hayatınıza mutluluğu davet edin. Kendinizde olmadığını düşündüğünüz ne varsa , dönün içinize bakın: oradalar. Sadece farkedilmeyi bekliyorlar...

"Ve ben şükrediyorum hem de her şeye; yaratıldığım için,yaşamak için gerekli olan her donanım bana verildiği için. Bana akıl verildiği için. Deney yaparak hayatı anlamama izin verildiği için. Bu deneyler boyunca yanımda olan bana yardımcı melekler için. Doğadaki her şey için. Hayvanlar ve ormanlar için. Akarsular ve dağlar için. Yeraltı kaynakları ve madenler için. Düşünebildiğim için. Gülebildiğim için. Ağlayabildiğim için. Sevinebildiğim için. Acı çekebildiğim için. Organlarım için. Kıyafetlerim için. Evim için. Dünyanın en iyi eşine ve oğluna sahip olabildiğim için. Benimle olan dostlarım için. Benimle olabilecek düşmanlarım için. Sahip olduğum yetenekler için. Sahip olduğum veya olacağım her şey için şükrediyorum. ( "Bir İki Üç Sıçra kitabından/Selcan Yıldırıcı )

Sevgiyle kalın,

Sy

2 yorum :

  1. Muhteşem akıcı,etkileyici,insanın yaşamına yön veren beğenerek okuduğum kitaplardan bir tanesi Başarılarınızın devamını diler.Yeni kitaplarınızı okumaktan mutluluk duyacağımı paylaşmak isterim.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Yorumlarınız için teşekkür ederim. sevgilerimle

    YanıtlaSil