21 Kasım 2011 Pazartesi

Hep fark edilen olun!


Her zaman başkaları için bir şeyler isteriz:
-          Allahım evladımı koru.
-          Allahım eşimi kazalardan koru.
-          Allahım sevdiklerimin sağlık ve sıhhatini koru.
-          Allahım askerliğini yapanları koru, sağ salim eve dönsünler.
-          Allahım annemi ve babamı hastalıklardan koru.
-          Allahım havalar soğudu, evsizleri koru.
-          Allahım bu yağmurların sonu sel, ekinleri koru.

Bunlara dilediğimiz kadar ilave yaparız, yaparız da niye kendimiz için bir şeyler dilemeği unuturuz acaba? Kendimize oldukça cimriyiz değil mi bu pencereden bakınca? Kendimiz için istemekte köreldiğimiz an; bir özet akışı başlar: para yitirmişizdir, umut yitirmişizdir, iş yitirmişizdir, inanç yitirmişizdir, özgüven yitirmişizdir…

Kişisel isteklerimize gem vurmak ve bunları dillendirmemek sonucunda sessizleşiriz ve kabulleniş başlar. Kabullenişimiz başladığı zaman da yaratıcı kişiliğimiz kan kaybeder. Bize öngörülen hayat modelini yaşarız. Doğ, beslen, büyü, yaşlan, öl…”Arayın bulacaksınız. Aranmayan fark edilmeden gidecektir” der Sophocles. Yazın bunu bilinçaltınıza. Her zaman onun size bir şeyi kodlamasından bıkmadınız mı? Biraz da yeni kayıt yapın, sizi özel kılacak kayıtlar…

İşte bu yüzden arayıp da bulacağınıza önce kendiniz inanmalısınız. Yoksa boşuna beklersiniz durakta. Otobüs bir türlü gelmez. Yaşantımız su gibi akıp gider arayıp da bulamadıklarımızın ardından. Yaratıcılığımız ve hayatımız sıradanlaşır. “Hayal gücü, bilgiden daha önemlidir” der Einstein. Hayallerimize ve yaratıcılığımıza sahip çıkalım. Ancak o zaman kayıplarımızın akışını kazanç musluğuna bağlayabiliriz.

İnsan istemeye görsün, neleri başarabilir. Bu güç içimizde mevcuttur. Bunu unutmayalım.

Hep fark edilen olun, sevgiyle kalın,

Sy

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder