Müritlerinden biri Buda'nın yanından ayrılmak
üzereydi. Buda'nın öğretilerini yaymak için uzak bir yolculuğa çıkıyordu.
Buda'nın ayaklarına dokundu ve onun hayır duasını almak için bekledi. Buda onu
kutsadı ve orada toplananlar dönüp, "Bakın kardeşlerim" dedi;"
Bu çok ender bir müridimdir."
" Peki, onu ender kılan nedir? "diye
sordular.
O, hem annesini, hem de babasını öldürmüş
biridir!"
Bugüne kadar böyle bir şey hiç söylememişti. Ve hiç kimse asla
bu adamın anne ve babasını öldürmüş olabileceğini düşünmemişti. O şimdiye dek
gördükleri en sessiz, huzurlu ve sevgi dolu insanlardan biriydi. Sanki şefkatin
vücut bulmuş hali gibiydi.
Biri sordu, "Anlayamadık. Annesini ve babasını
öldürmekten kastınız nedir?"
Ve Buda şöyle yanıt verdi," Tam olarak bunu
kast ediyorum: içinde anne ve babasına ait olan sesleri, ebeveynlerinin
seslerini öldürdü o."İçinizde çok derinlere kök salmıştır bu sesler.
Alıntı: Osho, The wisdom of the sands,vol.ıı
Kendimiz için doğru olanı ifade etmek bizim en temel
özgürlüğümüzdür. Özellikle de bu hakkı çocuklarımıza tanımamız gerekir. Onlar
saf oldukları için kaynağa yakındırlar. Biz yetişkinler ne yazık kı biraz ayrı
düşüyoruz o bölümden. Düşünsenize çocuklar ne kadar basitçe belli ederler
duygularını, beğenip, beğenmediklerini, sevip, sevmediklerini. Duygularını
ifade ederken içlerinde kötülük olmadığı için korkusuzca söylerler. Oysa bu biz
yetişkinler için pervasızlıktır ve gerçeklerle yüzleşmedir.
Sustururuz ne yazık ki çocuklarımızı.
Sesimize ve kelimelerimize sahip çıkalım. Çıkalım ki
çocuklarımız susmasın…
Sevgiyle kalın,
Sy
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder