25 Kasım 2011 Cuma

Kuzey Kutbu Gezisi Son-4. bölüm

Kuzey Kutbu Gezisi Son Bölüm



Size seyahatin tüm detaylarını vermedim ama inanın ki eğer ben eski ben olarak bu seyahate çıkmış olsaydım ilk uçakla eve geri dönmüştüm. O uçağa bineceğimi de Aytekin’e bildirirken ki ses tonumun da böğürme kıvamında veya hırlama şeklinde olacağına yüzde yüz garanti veririm. Ben hakikaten kendimde çok şeyin değiştiğini bu seyahat sayesinde daha iyi anladım. Her kısmından, her bölümünden zevk aldım. Bizimkiler Sırp polisine dert anlatırken adama bön bön bakıp, şaka yapıyor herhalde diye düşünüp tepkisiz kalışım; Budapeşte’de taksicilerin yaptığına gülebilmem; hiçbir sorunda surat asmadan Aytekin’in başının etini yememem; şehir içine girişte GPS’in yol hatalarından bıktığım için otelimize en kısa yoldan gidebilmek adına ilk taksi durağından bir taksicinin arabasına atlayarak benden hiç beklenmeyecek performanslar sergilemem; Prag’da bir restoranda akşam yemeği esnasında bizi beğenmediyseniz kalkın gidin diye kovan garsona kızmamam ve o adama inat orada kalıp yemek sipariş etmem; kalkarken de hesap ödedikten sonra aynı sinirli garsona bahşiş de bırakmam; tuvalette üstümü başımı değiştirmem; motor çizmesi giymediğim günlerden birinde aniden bastıran yağmurdan korunmak için bir markete girip alışveriş poşetleri alarak su içinde kalan ayaklarıma çoraplarımı çıkarıp kuru çorap giyerek o poşetleri bağlamam; Oslo’dan Kiel’e gitmek için kullanacağımız geminin biletlerini almak için otelden en az üç kilometre falan yürüyerek gemiyi bulmaya çalışmamız, sonra apar topar otele geri giderek işleri yoluna koyup sağ salim gemiye binebilmemiz; her benzincide inip kasaya veya otomatik ödeme bankosuna benzin parasını ödemem; Prag’a kadar yaklaşık 700 kilometre yapıp bir türlü Prag’a varamayıp gecekondu mahallerinde GPS sayesinde dolanıp durmamıza ses çıkarmamam kadar daha aklıma gelmeyen birçok şeyde kasmadan, sinirlenmeden keyif aldığımı gönül rahatlığıyla söyleyebilirim size. Zaten seyahat esnasında bazı notlar alırken Aytekin’e “Teşekkürler Aytek, bir hayalimizi gerçekleştirdik. Sonraki rotamız neresi? Seneye de Tibet’e gidelim mi” diye yazmışım. Az kalsın unutuyordum; galiba Aytekin’in saat alarmını yanlış ayarlaması yüzünden aşırı yorgun olduğumuz gecelerden birinin sabahında saat 5:30’da uyanmak zorunda kalınca öğlene kadar ona surat asmıştım. Sonraki birkaç gün de alarm işini yatarken kontrol edip işimi sağlama almıştım. Bu tepkiyi de “değişsem de değişmesem de, kuantum sıçraması yapsam da yapmasam da” her zaman veririm. Bunu da böyle bilesiniz sevgili arkadaşlar. Uyku bir motor gezgininin en önem verdiği şeydir.

Değişmek güzelmiş, gerçekten çok güzelmiş. Sizlerle paylaşmak istedim.

Lütfen düşlerinizi ertelemeyin, yaşadığınızı hissedeceksiniz!

Sevgiyle kalın,

Sy



2 yorum :

  1. İnsan Mutlu olmak istedikten sonra bütün
    olumsuzluklara rağmen mutlu oluyor ve mutlu yaşıyor.Yazınız beni çok etkiledi.Emeğinize sağlık.Başarılarınızın devamını dilerim.

    YanıtlaSil
  2. Gerçekten de öyle. Neyi seçersek onu oluruz; mutlu olmak ya da mutsuz olmak. Sevgilerimle.

    YanıtlaSil