Hep kullanırız bu
cümleyi gündelik yaşantımızda. Tam olarak ne anlatmak isteriz bu cümleyle?
Ne yapsak ne etsek hep
içimizde bir pusula vardır, vicdan. Adı bende saklı derler ya. Aynen öyle.
Herkesin vicdanı bir yerlerde saklıdır. Kimisi en dip köşe bucağa koymuş
unutmuştur, kullanmaya kullanmaya köreltmiştir. Kimininki de cilalıdır, pırıl
pırıldır. Benim ki ne durumda acaba?
Peki, ne zaman devreye
girmek ister bu vicdan? Bir toplumda yaşıyoruz ve o toplumun belli başlı
kaideleri vardır, düzeni ve dirliği sağlamak için oluşturulmuştur bu kurallar.
Çocukluğumuzdan itibaren de bu kurallar silsilesi içimize yerleşir. Dışlanmamak
adına uyum sağlarız şöyle ya da böyle. İşte bu durumlarda vicdan devrededir.
Siz isteseniz de istemeseniz de, toplumun dışına itilme ve reddedilme korkusu
her daim baskın çıkar ve bizi bu kurallara uymaya zorlar. Sadece korktuğumuzda
ve ait olma duygumuz devrede olduğunda mı ortaya çıkmalı vicdan? Böyle olursa
günlük yaşantımızı kontrol altına almaz mı?
Bana kalırsa alır ve
zamanla çeşitli yargılar oluşturur zihnimizde. Bunlarda bizi biz yapan değerleri
oluşturmaya başlar. Hâlbuki benim doğrum senin yanlışın olabilir. O zaman benim
vicdanım seninkinden farklı işlemelidir. Temelde beni rahatlatan bir duygu
olmalıyken beni suçlu hissettiren bir duyguya dönüşür. Ben bunu istiyor muyum
peki? Hayır! Ne yapmam lazım? Vicdanıma “ Bana özeldir” diye bir kartvizit mi
bastırsam? Herkes bilse bana ait olduğunu.
Saçma sapan şeylerde
vicdan yapmaya başlarız. Biri bana bir iyilik yaparsa bende ona yapmalıyım;
biri bana aşure yolladıysa kabını boş çevirmemeliyim; hiç beğenmediğim bir
hediye alsam da teşekkür etmeli ve ben de karşılığında bir şey almalıyım. Olur
mu hiç? Vicdan bu kadar basit olabilir mi? Bunlar sıradan görgü kuralları değil
mi? Ya da ahlak kuralları dediğimiz kurallar içinde yer almıyorlar mı? O zaman
niye vicdan yapayım ki? Nedir bu vicdan? Haksızlık yapmak mı? Kurallara uymamak
mı? Sıra dışı olmaya engel bir şey mi? Saygılı olmak demek mi? Yoksa saygısız
olmak mı?
“Sözlük anlamıyla
vicdan; yanlış ve doğrunun ne olduğunu bildiren duygu, içsel ses demekmiş. Bir
başka yerde de öznel şuur diye geçiyor. Bir başka açıklamaya, ruhsal bilgiye
göre ise; vicdan ruhun öz malı olan bir yetenektir, kudrettir ve tekâmül
oranında gelişir.”
Benim içinse vicdan; kişisel
tercih ve seçimlerime uyumlu olmalıdır. Bir yaptırım gücü olmamalıdır, olağan
gelişmelidir. Kendiliğinden. Sadece içten gelmeli ve hayatımda kendiliğinden
yerini bulmalıdır. Gece yatınca derin uykularımda bana eşlik etmeli, bana
ninniler söylemelidir. Güzeldir vicdanım, uyumluyum onunla. Bana özeldir,
kimseninkine benzemez.
Vicdanınız ve
sevginizle bütün olarak kalın,
Sy
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder