Köpeğim kayıp…
Tam on beş gündür kurt
köpeğim kayıp. Öyle üzgünüm ki anlatamam. Gözümün önüne hep o kocaman kafası
geliyor, bir de site kapısına saptığım andaki uluması…
Geçen sene yılbaşında
kapı telefonumuz çaldı ve güvenlikten aradılar. Montlarımızı kapıp koştuk
eşimle beraber. Bekçi kulübesinin yanına kadar gelmişti ve oraya yığılmıştı.
Hiç kuvveti kalmamıştı. Bütün vücudunu uyuz kaplamış, her yerinde yaralar
açılmıştı. Sırılsıklam ve neredeyse yarı baygındı. Hemen ona orada bir yer
yaptık derme çatma çünkü diğer bekçi köpeğine hastalık bulaşmasından korktuk.
Karnını doyurduk ve ertesi sabah için veteriner ayarlamalarını yaptık. Eve
döndük.
Bekçi köpeğimizi de
altı aylıkken Sarıyer’in sırtlarında bulmuştum. Tam o sırada bizim sitenin
köpeği ölmüştü ve yeri boştu. Bekçi köpeği olmak üzere bal gözlü yavruyu
sahiplenmiştim. Dört senedir bizimle
kızımız, hem de yaman bir bekçi köpeği oldu. Sitenin resmi güvenlik köpeği
kendileri… İş güç sahibi anlayacağınız… Adı Reyna, bal gözlü Reyna…
Ertesi sabah eşimle
birlikte özel bir battaniye ayırdık ve arabanın bagajına serdik ve kurdu
veterinere götürdük. . Bu arada azami dikkatli davranıyorduk çünkü kendi
evimizdeki köpeğimize ve kedilerimize herhangi bir şey bulaştırmak
istemiyorduk. Tüm aşıları yapıldı, ilaçlı banyo yapıldı ve tedavisi başladı.
Bizim de tam üç aylık mesaimiz başlamış oldu. Her Pazar eşim onu ilaçlı banyo
için veterinere taşıdı. Ah bir görseydiniz gün geçtikçe güzelleşmeye başladı.
Tüyleri tekrar çıkmaya ve yele yele uzamaya başladı. Kaşıntıları azaldıkça
keyfi yerine geldi. Adını Kurt koyduk ancak site görevlileri çileli
bakışlarından dolayı Garip de diyorlardı. Gerçekten de Garip Kurt çok çileler
çekmişti. Gözleri o kadar efkârlı bakardı ki. Hayatın tokadını yemişti
besbelli, atılmıştı evinden barkından sokaklara… Terk edilmenin acısını
gözlerinde taşırdı kazınmışçasına…
Hiç tasma taktırmadı
boynuna Kurt. Çok özgür ruhluydu. Tasma taktığımız ya da bağladığımızda sabaha
kadar ulurdu, kıyamazdık ona; çıkartırdık. Bir de sitenin diğer sakinlerinden şikâyet
gelirdi gürültü oluyor diye. Reyna ise alışkındı tasmaya ve zincire. Onları
bizi köpeğimizle birlikte dolaşmaya çıkardığımda Kurt tasmamız olarak yürürdü
yanımda, diğerleri tasmayla. Kurt daireler çizerdi; döner bir Tarçın’a bir
Reyna’ya dalaşırdı; oyuna davet ederdi. Anlayacağınız ben sürü çobanı
dolanırdım onlarla çayırda çimende. Dönerdik evimize hep beraber. Hiç
uzaklaşmazdı yanı başımdan.
Reyna ve Garip Kurt on
beş gün öncesine kadar çok mutluydular. Birlikte yaşıyor, birlikte oynuyor,
birlikte yemek yiyorlardı. On beş gün önce kulübelerinin olduğu çitin kapısı bir
ara açık kalınca gitti Kurt. O gün bugündür deliler gibi onu arıyorum.
Bulamadım hiçbir yerde. Az önce bir dostum aradı civardaki bir köyün girişinde
kurt gördüm dedi. Eşimle beraber atladık arabaya gittik ancak elimiz boş döndük.
Garip Kurt değildi orada ki. Ne yazık ki…
Sevgili Garip seni çok
özledim ve gözümde tütüyorsun inan.
Aklıma kötü bir şey getirmiyorum ve özellikle dikkat ediyorum; umarım
seni seven birilerinin yanındasındır. Sen yeter ki gittiğin yerde huzurlu ve mutlu
ol; ben seni özlemeye razıyım. Her neredeysen sana enerji yolladım; ihtiyacın
varsa kullanman için ve bana geri dönmek istersen sana yol göstersin, kuvvet
versin diye. Sen bana sabır ve sevginin ne demek olduğunu öğretmiştin biliyor musun?
Seni veterinere götürdüğümüzde o kadar kötüydü ki durumun, yaşamaz; düşük bir
ihtimal; isterseniz uyutalım demişlerdi. Bense senin gözlerine baktığımda
yardım isteğini ve yaşama isteğini görmüştüm. Bana öyle bir bakmıştın ki senden
vaz geçemezdim. Birbirimize destek olduk ve sen hayata tutundun. Dört patayla
sarıldın yaşama koca kafam. O yüzden biliyorum ki her neredeysen o tutkuyla
devam edersin hayatına.
Her zaman kalbimdesin
ve hep gözüm yollarda, kendine iyi bak lütfen.
Seni seviyorum Garip,
Sy
Bugün 07.02.2012 ve Garip Kurt'um yuvasına döndü. Hoş geldi, bize mutluluk getirdi:))selcan
YanıtlaSil