Mahzun Kırmızıgül ses sanatçısı olarak tercihen dinlediğim
birisi değildir. Ancak son birkaç yıl içinde yapmış olduğu bazı filmler
toplumumuzun belli başlı kanayan yaralarına parmak basıyor. Beğeniriz veya
beğenmeyiz olaya o şekilde bakmak yerine; konuşulmayan, dikkat çekilmeyen
konuları ortaya koymasını takdir etmeliyiz; bence duyarlı bir davranış. Son
günlerde yeni bir dizisi başlamış televizyon ekranlarında. Haberim olmadı çünkü
televizyona ve dizilere çok aşina değilim açıkçası. Geçen gün internette gazete
başlıklarına göz atarken bir haber ilgimi çekti. Bu haberde RTÜK’e, çocuk
gelinlerin hikâyesinin anlatıldığı 'Hayat Devam Ediyor' dizisi nedeniyle
şikâyet yağıyormuş. Dizinin yayına
girdiği 15 gün içinde RTÜK'e 758 şikâyet gelmiş. Merak ettim ve dizi hakkında
araştırma yaptım. Oğlum internetten nasıl dizi izleyeceğimi öğretmişti. Ben de
bulurum umuduyla bakındım ama beceremedim bir türlü. O yüzden seyretmiş olan birkaç
kişi bulurum umuduyla telefona sarıldım ve sorduğum kişilerden birçoğu
izlemişti. Anlattırdım, sorular sordum. Döndüm tekrar bu dizi ile ilgili çıkmış
olan çeşitli haberleri inceledim. Aşağıdaki yazıyı diziyi izlemeden yazan
biriyim.Sadece bir anne ve duyarlı vatandaş olarak yazıyorum.
Toplumumuz da bana dokunmayan yılan bin yaşasın; ya
da göz görmeyince gönül katlanır havasında bir tutum var. Nedense güzel
rahatımız bozulmasın diye bazı şeyleri elimizin tersiyle itiyoruz. RTÜK'e gelen şikayetler;
15 yaşındaki bir genç kızın 70 yaşında bir adamla evlendirilmesi, "Türk
Aile Yapısına ve Ahlaka Aykırılık" olarak nitelendirenler tarafından yapılmış.. Bu
memlekette var olan bir gerçek nasıl aile yapısına ve ahlaka aykırı diye şikayet edilir ben anlayamadım doğrusu. O çocuklar bizim çocuklarımız, başka memlekette
değil bu topraklar da bizimle yaşıyorlar. Bu acılara maruz kalıyorlar. Onlar
bunları yaşarken aile yapısına ve ahlaka aykırı olduğunu söyleyenler hangi
gezegendeler acaba? İzlerken içiniz mi kaldırmadı rahatsızlık mı verdi? Demek
ki dizi yapımcısı başarılı olmuş; dikkatinizi çekebilmiş. Daldığımız uykudan
uyanalım lütfen! 2011 yılını bitirmek üzereyiz halen bu acı olaylar VAR! Nasıl göz
ardı etmeyi yüreğimiz kaldırabilir? Okulda yaşıtlarıyla oynaması gereken
yavrularımız, bırakın babalarını dedeleri yaştaki insanlara sunulmakta halen.
Oyuncak bebekle evcilik oynaması gerekirken, beslemesi ve büyütmesi gereken bir
canlıyı kucağına koyuyorlar; anne oluyorlar. Anneye ihtiyacı olduğu bir yaşta ne
kadar annelik yapabilir bu çocuk kadınlar o yeni doğana söyler misiniz?
Koşmak, eğlenmek, umarsızca gülmek, kayıtsız şartsız sevilmek
istediği bir dönemde hoyratça kullanılıyor bu yavrular. Neredesiniz siz onlar
bunu yaşarken? Bilmediğiniz, duymadığınız, görmediğiniz için aile yapınız ve
ahlak kurallarınız düzgün mü zannediyorsunuz? Çok yanılıyorsunuz çok. Eğer var
olmayan bir kurgu olsaydı bu anlatılanlar o zaman haklı olabilirdiniz bu şikâyetinizde.
Gönül rahatlığı ile aile yapısı ve ahlak anlayışını bozuyor nedir bu
diyebilirdiniz. Hangi hastalıklı zihniyetin hayal gücüdür bu dizi
diyebilirdiniz.Bizim dünyamız pırıl pırıl harika bir dünya, bu anlamsız senaryoyu kim yazmış diyebilirdiniz. Oysa gerçek, hem de fazlasıyla gerçek. Diyarbakır’da
sadece bir hastanede 10 ayda yaşları 11-17 arasında değişen 400 “çocuk kadın”
doğum yapmış.( Habertürk Gazetesinde çıkan bir habere göre)
Bu ülkede pedofili var, ensest var, kadına şiddet
var, para karşılığı ya da mal karşılığı alınıp satılan çocuklar var, tecavüz
var, uyuşturucu var ( yaşı 11 lere kadar indi), fuhuş var( yaş 12 ler
itibarıyla başlıyor), aile içi şiddet var, cinsel eğilimleri yüzünden
katledilenler var, boşanmak isteyince öldürülen kadınlar var, canı sıkılınca
arayış içinde olanlar tarafından sudan bahanelerle yol ortasında gözümüze soka
soka dövülen kadınlar var. Sadece bu ülkede değil tüm dünya da var! Duyarlı
olalım kafamızı kumdan çıkaralım. Bu çocuklar hepimizin. Görüntü kirliliği
yaratıyorlar diye şikâyet edilmeyi hak etmiyorlar. Hem de hiç…"Bizim memleket böyle , dünya böyle ne yapalım? Ben mi değiştireceğim sanki bütün bunları? Ne yapabilirim ki?" diyebilirsiniz. Göz ardı etmemekle başlayabilirsiniz. Rahatsız olmadan gerçeği kabullenebilirsiniz. Gerçeği kabullenebilmek değişimi ve çözümü de getirecektir.
Bazen farkında olmasa mıydım her şeyin diye
düşünüyorum; kendinin ve etrafının hiç farkında olmadan ben merkezci yaşayanlar
yüzünden. Sonra da iyi ki farkındayım darısı olmayanların başına diyorum.
Darısı başınıza, yapışsın yakanıza tez elden duyarlılık, farkındalık adına ne derseniz deyin. İşte ondan!
Sy
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder