Ne iş yapıyor olursanız
olun an gelir ki o iş bize keyif değil külfet olmaya başlar. Ayaklarımız geri
geri gider sabah işe giderken. Ah ödeyecek evin kirası, çocuğun okul taksiti,
apartman aidatı, elektrik, su doğal gaz faturalarımız olmasa ne hayallerimiz
var gerçekleştirmek istediğimiz değil mi? Bir lokma, bir hırka olsa da kendi
işimizi yapsak, kimsenin emir eri olmasak. Zaman zaman hepimizin aklından geçer
bu düşünceler. Geçmez mi?
Kazanç odaklı yaşamak
ve çalışmak zorunda olduğumuz gerçeği var. Yaşam koşulları ve içinde
bulunduğumuz dünya bunu gerektiriyor. Pazardan limon aldığınızda, kasaptan et
aldığınızda para vermek yerine bahçenizdeki maydanozdan bir tutam koparıp
ödemeyi yapamıyorsunuz çünkü. Zaman paranın zamanı, her yerde onun adı var.
Sizde onu kazanmak durumundasınız.
İş yerinizde ego
savaşları var. Alabildiğince tüm şiddeti ile sürmekte. Eğitim düzeylerinde
farklılıklar var fakat yetersiz olan dahi sizden bir üst kademede görev yapmakta.
Ailenizden alıştığınız ferah yaşam koşullarını devam ettirmek istiyorsunuz bu
yüzden yokluğa tahammülünüz yok… Sahte gülüşler, sahte ilişkiler, kuyunuzu
kazmalar, arkanızdan dedikodunuzu yapmalar, böyle bir dünyaya her sabah gidip
gelmektesiniz. Bir yanınız kalk git derken öbür yanınız b.. yeme otur aşağıya
demekte. Takılmayayım diyorsunuz ancak insanlık hali işte ne kadar duymazdan
görmezden gelebilirsiniz ki bu yapılanları?
Eğer en başından beri
harika bir iş yerinde, bakış açısı sizinkine yakın ve vizyonu olan birisiyle
çalışıyorsanız ve çalışmanız takdir ediliyor ise; iş arkadaşlarınız tıpkı sizin
gibi sadece işleri ile ilgilenen, yaratıcı ve üretken insanlar ise bir sorununuz
yok. İş arkadaşlarınız dostlarınız olmuş ve birlikte harika işler çıkartıyorsanız
ne mutlu size. Emeğinizin karşılığını vaktinde alıyorsanız ve içinizdeki çocuk
her sabah keyifle güne başlayıp koşarcasına işinin başına gidiyorsa söylenecek
lafınız veya şikâyet edecek olumsuz olaylarınız yok. Zaten böyle bir
durumdayken şükretmeyip hala bir sorunum var derseniz Allah gözünüze bir çizik
atıverir. “Katarağını kaldırayım da haline şükredebil” der sanki.
Geçindirmek durumunda
olduğunuz eşiniz, çocuğunuz ve tüm faturalarınıza rağmen büyük bir cesaretle
hayallerinizin peşinden koşmaya niyetlenirseniz bravo size. Etrafınızdaki tüm
olumsuz ve negatif görüşlere rağmen yılmayıp kendi işinizin başına geçmek ve
mutlu olmak istiyorsanız hiç durmayın derim. Alkışlarım sizi. Çünkü makam
arabaları, süslü ve göz alıcı ofisler, iş hayatının dolapları sıktıysa sizi,
dar geliyorlarsa boğmayın kendinizi, bırakın. Bırakın bütün bunları geride ve yeni işinizde hiç birini yanınıza almayın.
Almayın diyorum çünkü bunları siz yanınızda getirmiştiniz işe başlarken. Size
orada verilmedi bunlar, siz getirdiniz gelirken. Bu yüzden eğer bir değişiklik
yaratmak istiyorsanız iş adresinizden ziyade zihniyetinizde değişim yapmanız
gerekiyor bana kalırsa…
Yaptığınız iş ne olursa
olsun yaratıcı yönünüzü kullanmadığınız ve otomatik olarak koşullu para
kazanmaya yöneldiğiniz takdirde mutsuz olmanız doğaldır. İster çaycı olun ister
CEO fark etmez. İşinizi sevgiyle ve keyifle yapın ki yaratıcı yönünüz ortaya
çıkabilsin. Herkese koşulsuz sevgiyle yaklaşın ve egonuzu kaldırıp dolaba koyun
ki etrafta gezinen diğer egolarla çarpışmasın. Bunları yapın ki sizin
değişiminiz başkalarına örnek olsun. Sadece kendi işinizle ilgilenin,
yargılayıcı ve yıkıcı eleştiriler yapmayın. Yapıcı ve çözüm sunan
eleştirileriniz olsun. Siz mutlu olun ki aynadan size yansıyan mutluluk olsun.
Sevgi, mutluluk ve olumlu frekanslar yayın ki size dönenler bunlar olsun. Ne ekerseniz onu biçersiniz. Mütevazı
olun, empati yapın, az konuşun, çok bilin ancak sorulduğunda veya ihtiyaç
duyulduğunda bildiğinizi ortaya koyun. Yetki devretmeyi, motivasyon vermeyi ve
yönetmeyi bilin. Kimseyi kınamayın kimseyi şikayet etmeyin. Övgü için fırsat
kollayın eleştirmek için değil. Etrafınızda her zaman sizden daha akıllı
insanlar bulunmasına izin verin. Kısacası sefer tasınıza neler koyacağınıza kendiniz karar verin, bilinçaltınız değil... Hiçbir şeyi kişisel algılamayın ve unutmayın:
“ Yaşam onu şekillendiren
düşüncelerimizden ibarettir.” Marcus Aurelius
Sevgiyle kalın,
Sy
.....Hayata yeni atılacak ve kafası bir çok bilir kişinin gerekli gereksiz sözleri ile karmakarışık olan gençler için harika bir yazı ..
YanıtlaSilSevgiler
Sulhan