27 Şubat 2012 Pazartesi

Olana kadar öyleymiş gibi davransam ne olur?


2010 yılından beri kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Süreç 2010 da start aldı ve bugünlere kadar geldim. Nerelere gideceğim onu da yaşayarak, deneyimleyerek öğreniyorum; gün be gün; an be an…

Lisedeyken sayısal derslerimin parlak olduğunu hatırlamıyorum. Ancak doğal bir soru sorma yeteneğim var; merak desem merak değil; garip bir öğrenme isteğiydi benim ki. Konu ne olursa olsun soru sormayı severdim. Alacağım notun bir önemi yoktu lise yıllarımda. Bugün okulda olsam hala not kaygısı taşımazdım. Amma velakin o soru sorma ve öğrenme isteğim hiç bitmedi. Hele ki konu bilmediğim sularda yüzmekteyse daha da aç oluyorum, doymuyorum bir türlü. Bugün de hala öyleyim ve bu halimden çok memnunum.  Bilmediğime balıklama dalıp öğrenmekten oldukça keyif alıyorum…

Öğrenme hızının yaşla alakalı olduğunu söylerler. Bir bakıma doğrudur. Çocukluk yaşımda aldığım yabancı dil eğitimlerim ile yeni öğrenmeye çalıştıklarımın arasındaki hız, kayda değer bir şekilde farklı tabii. Ancak bu beni durdurmak ya da vazgeçirmek yerine farklı akılda tutma tekniklerine yöneltiyor. Şarkı sözü dinliyorum, ilgimi çekecek filmleri yeni öğrendiğim yabancı dilde izlemeye gayret ediyorum. Engellerimi kaldırıyorum, yolumu açıyorum. Kuantum Fiziğine merak sardığımda da aynı uygulamaları yaptım yani anlayabileceğim düzeydeki açıklamaları bulup takip ettim.

İlk kitabımda yeni yeni kuantum fiziğine dalışlar yapmıştım. Bu konu ilgimi çektiği için de araştırmaya ve okumaya bugün de devam ediyorum. Geçen gün bir yerde rastladım; “Kuantum” miktar veya nicelik anlamına gelen latince bir kelimeymiş. 1900’lü yıllardan beri de enerji ve madde gibi küçük fiziksel birimler için de kullanılıyormuş.  2010 yılında ölesiye sıkıldığım bir dönemde karşıma çıkan kuantum fiziğinin hayatımdaki değişiklikleri yadsınamaz. Bana Kuantum’un ilginç gelme sebebi ise benim gibi sıradan bir insanın bile ona ilgi duyabilmesi. Gerçekten de bilim dünyasını bugüne kadar böylesine yakından takip ettiğimi hatırlamıyorum.

Hayatımdaki değişimleri ara ara paylaşıyorum sizlerle. Bu değişimlerden aklımda yer eden ve hiç çıkmayanlarından biri “Kuantum Fiziği” bir diğeri de ”Olana kadar öyleymiş gibi davransam ne olur?” cümlesidir. Bu iki şey beni var olma meşguliyetinden sıyırıp aldı ve hayatımdaki her şey benim bir parçam haline geldi. Olana kadar öyleymiş gibi davranarak gerçekliğimi yaratmaya gayret ediyorum ve belli bir frekansta kalabiliyorum.  Bilincim seçiyor, özgür iradem pişiriyor ve ben deneyimliyorum.

Kendi gerçekliğimi ve yaşantımı inşa ediyorum; öğreniyorum ve seçiyorum. Kendimi keşfediyorum ve kendimle bir şeyler yapıyorum. Bilmediğimi bilir hale gelmeye çaba sarf etmekteyim. Nasıl ve neler yaratıp, üretebileceğimin peşine düştüm bu günlerde. Evrenden ve hayattan alabileceklerimi alıp, verebileceklerimi vermekteyim. Şu an, içinde bulunduğum an ’da seçebilmeyi seçiyorum. Sezgilerimi takip ediyorum, her şeyin yararına olacak bakış açısı ve algı sistemimi oluşturuyorum. “Olana kadar öyleymiş gibi davransam ne olur?”diye soruyorum kendime. Ve cevaplıyorum: “ Bırakıyorum, olsun.”

Sevgiyle kalın,

Sy

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder