Nerede olursa ol hiç
fark etmez. Her daim eşsin, annesin, kadınsın ve yapmakla yükümlü olduğun,
kibarca üstüne atılmış vazifelerin vardır. Yapabilecek hiçbir şeyin yoktur. Sanki
yanmış bir tava gibisin ya da dibi tutmuş bir tenceresin. Suyun bitmiş, ocak
harlı ve yapışmış üstüne görevlerin çaktırmadan. Hafiften kırarsın boynunu
yana, süzersin gözlerini yarım aralık, vicdan yaparsın, duygusala bağlarsın;
yemezler ki güzelim; alışmışlar hizmetine. Daha doğrusu alıştırmışsın ne
yapalım…
Evdesin ve tatile
çıkmaya hazırlanıyorsun. Deli manyak bavul yaparsın; iç çamaşırı, kılık
kıyafet, çorap, gecelik, pijama, yedek tişörtler, atkılar ve eldivenler(
mevsimine göre), ayakkabılar( gece ve gündüz için)… Ter içinde kalırsın, daha
tatile çıkmadan tatil burnunda tütmeye başlar. Aniden irkilirsin sanki elektrik
vermişlerdir sana azar azar; çaktırmadan. Ecza dolabına koşarsın; ağrı kesici, ateş düşürücü,
kolesterol, burun spreyleri, kemik ilacı derken bir çanta daha yaparsın. Yüz
temizleyici, nemlendirici, dudak kremi, vücut losyonu, ayak kremi, el kremi,
şampuan, kese, saç kremi; ay fenalık geldi bana; yatsam kalksam ve tatile
çıkmış olsammm…
Rezervasyonu yaparsın, odaya meyve sepeti, şarap, çiçek… Günlük detayları halledersin, evi, kedileri,
köpekleri emanet edersin, bahçe sulamayı ayarlarsın, gazete bayisine ekmek
gazete bırakma dersin, annene hoşça kal dersin, kardeşini ararsın, görümceleri
unutmayalım, oğluna yemek siparişi olup olmadığını sorarsın ve çıkarsın yola…
Acaba bir şey unuttum mu? Terlik almış mıydım?
“Nereye gidiyoruz? Gece
için ne aldın? Masaj rezervasyonu mu yaptın? Vaktimiz kalacak mı? Müze mi? Niye
hep müze geziyoruz? Benim kulak ilacımı aldın mı? Kolesterol hapım? Koluma jel aldın mı? Niye suratın beyaz senin
ne oldu sana? Tansiyonun mu düştü? İyi ki tatile çıktık, dinlenirsin.”
“Dışarda yemek
yemeyelim, otelde yemek yiyelim olur mu; hava çok soğukmuş.” “ Masajdan başım ağrıdı!” Telefon çalınca
ürperirsin aniden; “ Efendim oğlum.” “ Anne benim siyah desenli tişörtüm
nerede? Hani üstünde ….resmi olan?” “Bilemiyorum oğlum, dolaba baktın mı? Aklımı
aldın bu saatte evlatçım.” “ Niye aklına kötü şey geliyor ki, ne zaman arasam
böyle söylersin zaten.”
Çok teşekkür ederim
kendime. Gelişip değişim yaşayabildiğim için. Çok teşekkür ederim kalıcı
değişim yaşadığım ve böylesi durumlarda gerileme yaşamadığım için.” Ne
yazıyorsun? Benim kulağım ağrıyor, damlayı aldın mı?” Tanrım! İki gün için
beni, aklımı, bedenimi ve zihnimi korumanı; beni sevdiğini kulağıma fısıldamanı
rica ediyorum. Biliyorum, biliyorum; bir daha ki sefere kendime organizasyon
yapacağım, duydum seni tüm zihnimin içinde. Ben de seni seviyorum. Ancak; bu
karmaşayı, bu koşturmaca halini de seviyorum. Yaşadığımı anlıyorum, güçlü olduğumu
anlıyorum ve tüm ailemi ne çok sevdiğimin böylesine durumlarda çok daha fazla
farkında oluyorum. Onları, kendimi ve seni çok seviyorum. İyi ki varlar, iyi ki
varsın.
“Terliklerimi almış
mıydın?”
“Evet aşkım!”
Sevgilerimle kalın
hepiniz,
Sy
Anne olmanın,eş olmanın o vaz geçilmez tatlı telaşı hiç bitermi?Gece gündüz 7,24 devam...Yinede eylenebilmek,yinede mutlu olabilmek ne güzel...Hayata baktığınız pencere her geçen gün genişlesin ve daim mutlu olun ....Sevgiler
YanıtlaSilSulhan